Columbia Üniversitesi'nden araştırmacılar, devrim niteliğinde bir keşfe imza attılar. Nadir bir genetik mutasyon olan ISG15'in virüslere karşı koruyucu etkisini mRNA teknolojisiyle birleştirerek, dört güne kadar süren geniş spektrumlu bir bağışıklık sağlayan bir tedavi geliştirdiler. 2018'de keşfedilen bu mutasyon, bakterilere karşı zayıflatıcı etkiye sahipken, şoke edici bir şekilde virüslere karşı tam bir koruma sağlıyor. Bu buluş, virüs salgınlarına karşı yeni bir umut ışığı yakıyor. Araştırmada, burun damlası şeklinde uygulanan tedavi, deneklerde grip, kızamık, suçiçeği ve hatta COVID-19'a karşı koruma sağladı.

mRNA Teknolojisiyle Devrim

mRNA teknolojisi kullanılarak geliştirilen bu yeni tedavi yöntemi, virüslerle savaşan proteinlerin üretimini ve etkinliğini artırıyor. Ancak, bu proteinlerin henüz insanlarda istenen düzeyde etki göstermesi için yeterli miktarda üretilmediği belirtiliyor. Araştırmacılar, gelecekteki çalışmalarında bu konuya odaklanacaklarını ve doz ayarlamaları yaparak etkinliği artırmayı hedeflediklerini açıkladılar. Bu çalışmanın başarısı, gelecekteki pandemi risklerine karşı etkili ilaç geliştirme çalışmalarına ivme kazandıracaktır. Yeni tedavi yönteminin etkinlik süresi ve kullanım kolaylığı önemli avantajlar sunuyor.

Bilinmeyen Virüslere Karşı Koruma

Araştırmacıların en büyük hedefi, gelecekte ortaya çıkabilecek bilinmeyen virüslere karşı koruyucu bir damla geliştirmek. Bu sayede, COVID-19 gibi yıkıcı pandemilerin önlenmesi mümkün olabilir. Bu gelişme, küresel sağlık güvenliğinin sağlanması için büyük bir adım niteliğinde. Çalışmalar ilerledikçe, bu yeni teknolojinin tüm dünyada milyonlarca insanın hayatını kurtarabileceği umudu güçleniyor. Devam eden araştırmalar, bu yeni tedavi yönteminin güvenilirliğini ve etkinliğini daha da artırmayı hedefliyor.

Hayvan Deneylerinde Yeni Yaklaşımlar

Öte yandan, İngiltere'deki Reading Üniversitesi araştırmacıları, laboratuvar fareleri yerine yassı solucanlar kullanarak hayvan deneylerinde önemli bir adım attılar. Solucanlarda akıl sağlığı sorunlarının tedavisinde kullanılan "haloperidol" ilacının etkilerini inceleyen araştırmacılar, solucanların farelerle benzer tepkiler gösterdiğini gözlemledi. Bu buluş, hayvan deneylerinde etik kaygıları azaltırken, araştırma maliyetlerini de düşürme potansiyeli taşıyor. İngiltere'de 2023 yılında yaklaşık bir milyon kemirgenin hayvan araştırmalarında kullanıldığı düşünüldüğünde, bu yeni yaklaşımın sinir bilimi araştırmalarında devrim yaratabileceği düşünülüyor.